Yemek ile ilgili konular aslında hayatımızın içerisinde çok fazla olan şeyler. Neye bozukluk diyoruz buna bakıyor olacağız aslında biraz.

Genel olarak kişinin kilo almaya dair ve şişman olmaya dair hissettiği kaygı ve korku hali aslında bize yeme bozukluğunu gösteren bir durum. Eğer etrafınızdaki herkes tartı da dahil olmak üzere aslında sizin kilonuzun normal aralıkta olduğunu gösteriyor ve söylüyor olmasına rağmen, siz kendinizi olduğunuzdan daha kilolu algılıyorsanız sürekli yemek yerken kalori kontrol yapıyorsanız, diyet hayatınızın nerdeyse her döneminde gündeminizde olan bir şey ise, bazen de yemek üzerindeki bütün kontrolünüzü kaybedip çok sınırsız bir şekilde yemek yiyorsanız, bunu yaptıktan, bazen bu aldığınız kalorilerden olabilir, yeme davranışınızdan olabilir pişmanlık duyup kendinizi kusturuyorsanız ya da müsil kullanma ihtiyacı hissediyorsanız, her zaman yaptığınızdan daha yoğun egzersiz yapıyorsanız, ama buradaki motivasyonunuzun o kontrolü kaybettiğiniz yeme halinizde aldığınız kiloları, kalorileri ya da o midenize aslında rahatsızlık verici boyutta doldurduğunuz yiyeceklerden kurtulmaya dair bir şey ise buradaki motivasyon bize yeme bozukluğuna dair sinyaller veriyor oluyor.

Burada yolunda gitmeyen bir şeyler var. Yani bu yeme davranışı ya sürekli kaçınma halinde yemeklerden ya da kontrolsüzce yeme halindeyse evet bir şeyler yolunda gitmiyor sanki diyebiliyoruz aslına bakarsanız.

Bu önceden başlama yaşı olarak 15 yaş ile 25 yaş arasında bir skala vardı. Ama artık beden algısının sosyal medya ile değişmiş olması ile birlikte 10’lu yaşlarda hatta öncesinde çocuk boyutunda da gördüğümüz sürekli zayıf olmak ve görülen, beklenen beden algısını karşılamaya yönelik bir motivasyonla yemekle ilgili içinizde hissettiğiniz sıkıntıyı tarif eder. Ve psikiyatrik durumlarda en öldürücü olan hastalıklardan birisidir aslında yeme bozukluğu.

Peki obeziteyi ne yapacağız?

Obezite de günümüzde kişilerin ciddi sorunlar yaşamaya başladığı bir konu. Ama biz bozukluk içerisinde obeziteyi ayrı bir tanı kriteri olarak koymuyoruz. Peki neden koymuyoruz? Çünkü henüz yeterli bilimsel kanıt elde edildiğine dair bir inanç yok.

Diğer taraftan baktığımızda aslında obezite kişileri öldüren ölümcül olan diğer rahatsızlıklardan bir tanesi ama klinikte yemek yeme davranışının çok yoğun olması ve kişinin obeziteye kayan bir skalada oluyor olmasının altında yatan diğer duygusal sebepleriyle çalışıyor oluyoruz aslında. Çok yeme davranışı ile değil, kişiyi çok yeme davranışına iten duygularla çalışıyor oluyoruz.