Yaygın kaygı bozukluğu aslında çok karşımıza çıkan bir durum. Genelde 30’lu yaşlarla birlikte ortaya çıkan bir sorun oluyor.

Literatürde böyle, ancak pratikte bazen klinikte biz daha erken yaşlarda başladığını da görebiliyoruz.

Ne demek bu kaygı? Kişinin sürekli yoğun bir endişe halinde oluyor olması, sabah uyanıyorsunuz bu endişe var içinizde, o gün gün içerisinde her ne yapıyor olursanız olun bu endişeyi sürekli içinizde bir yerde taşıdığınızı hayal edin. Oldukça ağır ve yoğun bir durum aslında bakarsanız ve her konuyla ilgi olabilir, her şeyle ilgili olabilir. Para, iş, çocuk, aile hayatı, sosyal hayat, okul. Aslında hayatın içerisinde var olan tüm durumlarla ilgili yoğun bir endişe hali.

Kişiler bize geldiklerinde bu endişe halinin aslında terapiye uygun bir şey olup olmadığı konusunda bazen tereddüt yaşayabiliyorlar. Ama yaşam kalitesini artırmak için gün içinde endişeden, kaygıdan, stresten başka hissedebileceğiniz bir sürü başka duygu var. O yüzden aslında bu duyguların ağırlığını hafiflemek, süreğenliğini ortadan kaldırmak sizin işlevselliğiniz ve hayat konforunuzu artırmak için oldukça önemli bir konu.