Türk toplumunda yaygın olan problemlerden biri ereksiyon problemi.

Ereksiyon zayıflığı diyebiliriz zaman zaman gerçekleşen. Şimdi bunun biyolojik bir sebebinin olmadığı durumlarda psikolojik sebeplerden olabileceğine tabi ki yoruyoruz.

Peki bunlar ne olabilir? Aslında bu, kişinin özellikle kendisinin mesela o zamana kadar çok güçlü hissederken bir anda sanki bir şeyler kırılır gibi olduğunda hayatında, sanki kendisini başarısız gibi hissetmeye değersiz gibi hissetmeye başladığında kendi ile ilgili algısı çarpıtılmaya başlanıyor bir tür içsel bir sistem tarafından. Ve kendisi sanki yetersiz olacakmış gibi bir kaygı oluşmaya başlıyor.

Aslında ereksiyon zayıflığı dediğiniz şey bir kaygıdır.

Yani kişinin aslında gerçekten güçlü olmamasıyla ilgili yüzleşmesi değil de, bunun yol açacağı kendisine umutsuz sonuçlarla ilgili hissettiği kaygıdır. Yetersizlik duygusunun kaygısıdır.

Yetersiz olabileceğini kabul etmek ereksiyon problemine neden olmaz mesela. Yani kişi zanneder ki ben yetersizim diye oluyor bu, aslında bundan değildir. Yetersizliğiyle barışan kişide bu çok olmaz. Dolayısıyla kişinin kendine verdiği o güçlü anlamı kırıldığında karşılaştığı bir problem olarak görüyoruz.

İşte bu duygulara bakmak psikoterapide cinsel problemlerle çalışırken faydalı. Amaç ereksiyonu tekrar kazanmak değil. Bu zayıf hissetmenin kişinin iç dünyasındaki anlamı. Neden güçlü olmak bu kadar önemliye bakıyor olmak, devamında da ereksiyon problemi ile ilgili bazı davranışsal ödevlerle kısa zamanda problemin çözümlenebileceğini görüyoruz terapi odasında.