Çekingen – Şizoid Kişilik Yapısı

Şizoid yapının ne olduğunu şöyle tabir edebiliriz; aslında kendini uzay boşluğunda gibi hissetmek ister, dünyadan biraz uzakta. Ama çok uzaklaşıp yörüngesini kaybetmek de istemez.

O yüzden atmosfer üzerinde bir yerde yaşamaya çalışan, ne çok yakın ne de yörüngesindekini kaybedecek kadar uzaklaşmak ister.

Şizoid kişilik kendi duyguları yetişirken, büyürken, ifade ettiğinde bunların kabullenilmemesi durumunda ya da ötekinin duygusunun çok baskın olduğu durumda artık bu duyguları saklamayı öğrenir. Çünkü bu duygular açıldığında yok edilecek, işgal edilecek diye endişe duymaya başlar ve çok özenli bir sandık yaratabilir duygularını içine koyduğu.

Aslında çok duygusaldır çünkü sandığın içi çok yoğundur. Ama dışarıya çıktığınızda daha kontrollü bir yerde yaşar duygularını. Ötekiyle çok yakınlaşmak istememesinin sebebi de budur. Yakınlık duygu gerektirir ama onun duygusunu ortaya çıkarması tehlike hissettiği yerdir bu yüzden mesafeyi çok önemser.

Peki terapi odasında ne yapıyoruz?

Bu sefer onu işgal etmeden, onun duygularının ortaya çıktığı yerde, onun istediği, açıldığı kadar onu gerçekten duymaya çalışıyoruz. Duygu bir tür kaplumbağanın kafasını hafif hafif çıkarmasına rağmen dışarıdaki havanın ona göre değişmemesiyle güvende hissetmeye başlıyor.

Daha sonra terapistle arasındaki ilişki canlanmaya başlar. İşte orası çok güzel bir yerdir çünkü artık hissetmeye başlar. Terapiste öfke duyar, yakınlık hisseder bir sürü şey yaşar, bunları farklı yollarla ifade eder. Bazen seansa geç gelerek, tarih değiştirmek isteyerek başka yollarla ifade eder.

Bir zaman sonra duygularını açıkça ifade etmenin, yaşamanın o kadar korkutucu olmadığını ve sandığın kapalı değil hayatın içine gelebileceğini hissettiği yerde mucizevi bir şey olmaya başlar şizoide. Duyguları gözlerine gelmeye başlar. İşte o an onun peşindeyizdir biz şizoid yapının terapi odasında.