ÇİFT TERAPİLERİ

BİREYSEL TERAPİLER

ÇOCUK TERAPİLERİ

CİNSEL TERAPİLER

SELF SERVIS

Bipolar Bozukluk ile ilgili bilimsel bir araştırma özeti

ilişki sorunları

Bipolar bozukluk ile anksiyete bozukluklarının yüksek oranda birliktelik gösterdiklerini bildirmektedir. Bu çalışmalar bu iki hastalık grubu arasındaki birlikteliğin istisnadan çok kural niteliğinde olduğu ve anksiyete bozukluğu ek tanısının tüm topluma oranla bipolar bozukluk hastalarında daha yüksek oranda bulunduğunu göstermiştir.

Bipolar bozukluk tanısı almış hastalarda yaşam boyu anksiyete bozukluğu ek tanısı görülme sıklığı %24 ile %93 arasında değişmektedir.

Yaygın anksiyete bozukluğu Hem epidemiyolojik hem de klinik çalışmalarda, BPB ve YAB yaşam boyu birliktelik oranının %3 ile %43 arasında değiştiği bildirilmiştir (Boylan ve ark. 2004, Kessler 1999, Pini ve ark. 1997).

Bipolar olgularda yaşam boyu TSSB ek tanı sıklığının klinik çalışmalarda %7 ile %21 arasında değiştiği, epidemiyolojik çalışmalarda ise bu oranın % 40’lara kadar çıktığı görülmektedir ((ssler ve ark. 2004, Kessler ve ark. 1997, McElroy ve ark. 2001, Muesser ve ark. 1998, Tamam ve Özpoyraz 2002)

Günümüzde yaygın olan tedavi uygulamalarında, bipolar bozukluğa ait belirtilerin tedavisinin çoğu zaman öncelikli olarak ele alınması, eşlik eden anksiyete bozuklukları tanısına yeterli dikkat ve özenin gösterilmesini önlemektedir. Bu durum tedavinin gecikmesine, direnç oluşmasına ve ciddi işlev yitimlerine neden olmaktadır. Bu sorunları önleyebilmek ve hastaların yaşam kalitesini artırabilmek için, anksiyete bozukluğu ek tanısının erken aşamada-gerekirse tarama testleri kullanılarak-tanınması ve tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Bir diğer çalışmada psikiyatri servisinde 10 ve üstü kez yatan hastaların ÇBASDÖ puan ortalamaları, 1 kez ve 2-5 kez yatan hastalarınkinden anlamlı ölçüde daha düşüktür. Tekrarlayan ataklar durumunda psikiyatri servisinde hastalar yatarak tedavi edilirler. Ataklar ise kontrollerine düzenli gitmeyen, ilaçlarına düzenli almayan hastalarda daha çok görülmektedir. Sosyal destek, hastaların kontrol ve tedavilerine düzenli devam etmelerini destekleyici bir faktör olarak kabul edilebilir. Bu nedenle yetersiz sosyal destek hastalarda atak sayısını ve hastaneye yatış sayısını arttırıyor olabilir.

Damgalanma algısının en önemli sonuçlarından biri de hastaların kendilerini toplumda hak ettikleri yerde, hatta topluma ait hissedememelerine neden olmasıdır. Damgalanma algısı nedeni ile hastalar hastalık etkilerinden bağımsız olarak eski toplumsal ve mesleki rollerine tekrar dönememektedir. Damgalanma algısı hastalarda psikolojik nedenlerle kendini toplumdan soyutlamaya ve davranışsal kaçınmaya yol açmaktadır. Toplumda eski işlevselliğine dönemeyen ve toplumsal bağları zayıflayan hastalar daha fazla damgalanmaktadır. İçselleştirilmiş damgalanma kaçıngan savunmaları ve aktif sosyal kaçınmayı artırır.

Kaynak:

Türk Psikiyatri Dergisi 2007; 18(1):59-71. Bipolar Bozukluk İle Anksiyete Bozukluğu Birlikteliği: Bir Gözden Geçirme. Dr. Lut TAMAM. Detaylı inceleme için tıklayın.

Çukurova Medical Journal. Şizofreni ve bipolar bozukluğu olan hastalarda içselleştirilmiş damgalanma, benlik saygısı ve algılanan sosyal destek. Hülya Kök1, Satı Demir. Detaylı inceleme için tıklayın.

Çocuklarda Öfke
Çocuk Terapileri

Çocuklarda Öfke

Çocuklarda öfke duygusunun yanında, şiddet varsa örneğin; anneyi ısırmak, vurmak, kendine veya eşyalara zarar vermek gibi, o anlarda öfkeyi kabul etmek, yansıtmak ama davranışı kabul etmemek önemlidir.

Devamını Okuyun »